MALATYANIN KAYSILARI.!
Sevgili canlar.
Bizim memleketin köylük yerlerinde saygın ve emektar kadınlarımızın hemen, hemen hepisi, içi ve etrafı is ile kararmış olan ocaklığın bulunduğu o kacaman avluda harıl harıl yanan ateşin üzerindeki kocaman bir kazanın içini, sivasta özel yaptırdığı aynı zamanda bir kepçeye benzeyen, hatta uc kısmıyla ve kenarlarının kullanılmaktan aşınmış olan elindeki tahtasıyla habre karıştırıp duruyordu. yaşlı anamızın halindende belliydiki, hava çokmu çok soğuktu, dışarıda bütün canlıyı donduracak kadar keskin bir ayaz vardı, af buyurun şöyle bir tükürecek olsan havada buz tutar gibiydi. işte bu dondurucu havada o yaşlı anamız hemi titiriyor hemide ateşin üzerindeki kazanı, elindeki kendisi gibi emektar olan tahta parçasıyla karıştırıp duruyordu. kendi kendine az kaldı aha az kaldı birez daha kaynasın ondan sonra getirecem diyordu ahırdaki Möö, Mööö diye böğüren ineklere. yaşlı anamız ateşin üzerinde kaynayan ahırdaki ineklerin burkacını biraz daha kaynattıktan sonra kazanı ocaktan indirip bir, bir ayırt ettiği barkaçlara taksim ederek havanın o dondurucu soğuğunda ahırdaki ineklere sıcacık bi burkaç yalı yedirmişti, dondurucu soğuğun etkisiyle olacakki ineklerde o sıcacık burkaçlarını şapur şupur dilleriyle yalayıp yutarak bir nebzede olsa soğuğun etkisinden kurtulup rahatlamışlardı. ahırdaki ineklerin rahatlamış olduğunu gören yaşlı anamızın o güzelim yüreğinin içi ve vicdanıda rahatlamıştı, o rahatlığın kendine verdiği huzurla sobasının yandığı odasına giderek oda orada rahatlamaya çalışıyordu. ama ne yazıkki bir müddet sonra sobanın ateşi sönmüş Yaşlı anamızda yatağının içinde o keskin dondurucu soğuğun yüzünden sabahı sabah eylemişti, nitekim zar zor sabah olmuştu. yaşlı anamız daha yatağında yatarken kulağına uzaktan ağrı derinden gelen konuşmaları duymuştu. erken kalkan köylülerden bazıları kendi aralarında hayvah hay bu yılda don vurdu kaysıları, yazık oldu onca çifçinin emeğine, onca Malatyanın kaysılarına, bu don olayı bizleri hüsrana uğrattı gayrı gıpırdayacak halımız bile galmadı o rengarenk kaysı çiçeklerimiz dalında donup kurudu kaldı diye dertlenen köylüler hemen akabinde ellerinide havaya doğru açarak Allahım başka afatlarından bizleri saklayasın diye dua edip Allaha yalvarırken dualarının devamında,da, kendi kendilerine söylenerek, Allah köyümüze ve köylümüze başka afat vermesin amma bu senede gene kaysısız kaldık diye birbirlerine dertlenip duran köylülerin sesine daha fazla dayanamayıp yatağından kalkan yaşlı anamızda dışarıya giderek oda onların derdine ortak olmuştu, çünkü o köylüler gibi onunda kaysı bahçesi vardı, vardı ama şimdi o bahçelerin yerlerinde yeller esiydi, o bakçelerdeki kaysı ağaçlarının tomurcuklarını don vurmuş alıp götürmüştü, geriye,de kaysının kuru ağaçları kalmıştı, o yaşlı anamızda oracıkta herkes gibi ellerini koynuna sokarak boynu bükük melül mahsun sahipsiz bir şekilde bir kenara çöküp kala kalmıştı.
Evet sevgili canlar benimde tv,den izlediğim kadarıyla malatyada milletin belini büken mevsimin,de kış olması sebebiyle, tabiatın don olayı yani bir afet olayı olmuştur ve bu meyanda kaysı bahçelerinin çiçeklerini dondurarak bütün malatya halkını hüsrana uğratmıştır, yine tv,de gördüğüm kadarıyla Sayın Millet Vekilimiz vicdanen üzülerek zaman, zaman ağlamaksı hale girmiştir, sevgili milletvekilimizin o ağlamaksı halide malatya halkının gönlünde (vanmunit) gibi bir taht kurmuştur. Ancak biraz geniş kapsamlı düşünmek gerekirse kameralar karşısında ağlamaksı halin gereksizliğinin farkına vardım. ancak bende bir insan olarak lüzum gördüğüm ve yapılması gereken bazı durumlarında farkına vardım. İşallah benim düşüncemin doprultusunda azda olsa yapılması gerekli işlerin yapılmış olmasını Allahtan dilerim. peki nedir o yapılması gerekli işler, bana göre ben şöyle düşünüyorum. Örneğin, her hangi bir bölgede deprem oluyor, o deprem bölgesine anında afet yardımı yapılıyor. Örneğin, her hangi bir bölgede yağmurdan sel felaketi oluyor, o sel felaketi bölgesine anında afet yardımı yapılıyor. Allah ne bizim ülkemize nede başka bir memlekete zarar ziyan vermesin, ancak deprem ve sel vurgunu olan yerler afet bölgesi ilan ediliyorda, Malatyanın kaysısıda dahil bütün bahcelerini don vurup malatya halkını zarara uğratan bu don olayı acaba Afet olayı kategorisine giriyormu, girmiyormu, eğer bu don olayı Afet katagorisine girmiyorsa demekki çifte standart var bu işte diye düşünüyorum. Sayın milletvekilim sizin kameralar karşısında ağlamaksı halinizde ben inanıyorumki sizin insani duygularınızın ön plana çıkıp ağır bastığı için ağladınız. umarım malatya kaysı bahçelerinin maruz kaldığı bu don afeti için meclis genel kurulunda malatya halkının yaralarını saracak girişimlerde bulunmuştursunuz diye düşünüyorum, aynı zamanda size ben inanıyorumki gerekli girişimleri harfiyen yapmıştırsınız diye düşünüyorum, daha ileriye yönelik güzel günlerin gelecğinide umutla bekliyorum.
sulçulisan ettikse affola,
Saygılarımla.
---------------------------
BAHÇAYI BAĞI KURUTTU.!
Don vurup döktü gülümü
Bahçayı bağı kuruttu
Kara kış yaktı elimi
Şehiri köyü kuruttu
Ne kaysı var nede kiraz
Her kış olur böyle talaz
Yaladı bir yalım alaz
Ovayı dağı kuruttu
Etten kemikten bir canık
Allah indinde insanık
Nefsi pis olan münafık
Hamamı hanı kuruttu
Hey gidi hey insafsızlar
Sizi gidi vicdansızlar
Hele bizim amansızlar
Yusuf Aslanı kuruttu...?
Saygılarımla.
SÖZ;Yusuf Aslan.
Malatya / Fethiye. |